Hesaba hazırlanmak
Allahü teâlâ yegane mülk ve kudret sahibidir. Nasıl istiyorsa öyle yapar.
Cennet müminler için ebedi mükâfat yeri, Cehennem de kâfirler için ebedi ceza yeridir. Cennet, hatıra, hayâle gelmiyen nimetlerle doludur. Cehennem de, akıl almayacak azablarla doludur. Mükâfat ve azablar bir hâl işidir. Yaşanmadıkça anlatılamaz. Nasreddin Hoca ağaçtan düşer. "Oy bacağım" diye feryat ettiğini görenler gelip, "Hoca ne var da bağırıyorsun? Hani bir şeyin yok" derler. Hoca merhum da, "Kardeşim sen ağaçtan hiç düştün mü?" der. Ağaçtan düşmeyenler, o acıyı hissedemezler.
Mükâfat ve ceza büyük olduğu için sorgu-suâl işi de büyük olacaktır. Allahü teâlâ, (Salih kullarım için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, hatta hatıra gelmiyen, hayâl edilemiyen nimetler hazırladım) buyuruyor. (Müslim)
Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki: (Artık onlar için yaptıklarına mükâfat olarak göz aydınlatıcı ne nimetler saklandığını [hazırlandığı] hiç kimse [Hatta melekler ve peygamberler bile] bilemez.) [Secde 17 Bedavi]
Cehennem Azabı Cehennem azabının şiddeti de çeşitli ayet-i kerimelerle bildirilmiştir. Böyle büyük mükâfat ve büyük ceza için elbette büyük imtihan olacak ve ince şeyler sorulacaktır. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Zerre kadar hayır yapan sevabını, zerre kadar şer yapan da cezasını görecektir) [Zilzal 7,8]
Ahırette hiç kimseye zulmedilmiyecektir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Rabbin kullarına zulmedici değildir) [Fussilet 46]
Haksızlık yapılmıyacak ama, mükâfat verilirken de bol bol ihsan edilecektir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Şüphesiz Allah, zerre kadar haksızlık etmez. Zerre kadar bir iyiliğin sevabını da kat kat artırır, kendinden de büyük mükâfat verir.) [Nisa 40]
İlkokul imtihanı ile üniversite imtihanı aynı olmadığı gibi, her fakültenin imtihanı da farklıdır. Çöpçülük imtihanında da fizikten, cebirden sorulmaz. Kuyumculardaki küçük terazilerde küçük ağırlıklar tartılır. Ona niçin beş on kiloyu tartmadın diye sorulmaz. Kırk elli tonluk büyük basküllere, kantarlara da niye beş-on gramı tartmadın diye sorulmaz. Herkes gücüne göre imtihana tabi tutulur. Herkese ne nimet verilmişse, onun hesabı sorulur. Amaya göz nimetinden sorulmaz. Dilsize dilden sorulmaz. Başbakanın mesuliyeti ile odacınınki farklıdır. Âlim ile cahilinki de farklıdır. Dağda, ormanda veya demirperde gerisinde yaşayıp da müslümanlığı duymıyanlar, hesaba çekilmiyecektir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kendilerine peygamber gönderilenlere ve gönderilen peygamberlere de elbette hesap soracağız.) [Araf 6]
[İnsanlara peygamberlere tabi olup olmadıkları, peygamberlere de tebliğ vazifesini ne derece yaptıkları sorulacaktır. (Beydavi) ]
|