Dünya ahiretin tarlasıdır
Peygamber efendimiz, (Dünya ahiretin tarlasıdır) buyuruyor. Ahireti kazanabilmek için dünyamızın iyi, huzurlu olması gerekir. Evliya kabrine giden kimse, hastalığına çare, hayırlısından olmak üzere bir ev, bir evlat, bir araba, bir gelin, bir iş veya bir eş v.s. isteyebilir. Zaten oraya bir derdi olan, bir arzusu olan gider.
Bazı bid'at fırkaları, vefat etmiş olan peygamber veya evliyadan yardım istemenin şirk olduğunu söylüyorlar. Halbuki Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında, vefat etmiş enbiya veya evliyadan yardım istemenin caiz olduğu açıkça bildirilmektedir. Şeyh-ül islâm ibni Kemalpaşazade hazretleri, (Bir işinizde şaşırırsanız ölmüşlerden yardım isteyiniz) hadis-i şerifini açıklarken buyuruyor ki: Ölmek, ruhun bedenden ayrılması demektir. Ruhun bedene olan sevgisi, öldükten sonra da devam eder. Bir insan, gerçekten velî olan bir zatın kabri yanında durup, o zatı düşünse, o zatın ruhundan istifade eder.
İmam-ı Razi buyurdu ki: Gelen insanın ruhu ile, kabirdeki zatın ruhu, birer ayna gibidir. Birbirinin karşısına gelince herbirinin ışığı, ötekinde akseder, yansır. Ziyarete gelen kişi velî zattan istifade eder. (Metalib-i aliyye)
Diriye, ölüye ve her şeye yardım ancak Allahtan olur. Kur'an-ı kerimde, (Yardım ancak ve yalnız Allahtandır) buyuruldu. (Al-i İmran 126)
Kabirdeki peygamber veya velî, ancak Allahü teâlânın izni ile yardım etmektedir. Allahın bu kudretinden şüphe eden müşrik olur.
İrşad-üt-talibin kitabında, (Vefat eden evliyanın, feyz vermesi kesilmez, hatta artar) buyuruluyor. Bunun için kiralık ev arıyan kimsenin, bir evliyanın kabrine giderek, (Ey mübarek zat, Allahü teâlâya duâ et şu sıkıntıdan kurtulayım) gibi sözler söylemesinin caiz olduğu, (Et-tevessül-ü bin-Nebi...) kitabında da yazılıdır.
Allahü teâlâ, sevdiklerinin ruhlarına işittirir, onların hatırı için istenileni yaratır. Ölülerin dirilere yardım etmesi yine Allahü teâlânın dilemesi ile olur.
Hadika’da, (Ölülerden bir şey isterken bu işleri sebeplerin değil, Allahın yaptığına inanmalı) buyuruluyor
|