|
Şair; “Bir işte daralma olunca bekle kurtuluşu İşlerin daraldığı an kurtuluşun en yakın olduğu andır” der. Bu şiiri Yahudi terör devletinin baskısına, despotizmine boyun eğmeyen, Direnişçi Gazze halkına ithaf ediyorum. Ey Gazzelim, seslenişim sanadır. Zaferin yakındır! Sabır Zafere giden tek yoldur. Unutma Ey Gazzelim! İşler çıkmaza girince, kriz koyulaşınca gün doğuşu yakındır. Ey ümmetin yiğitleri, unutmayalım bu hayat iki günden ibarettir. Bir gün lehimize bir gün aleyhimizedir. Ben ve sen Ey Gazzelim. Bu güne dek hep gözyaşı döktük. Maalesef acı ve ızdırabın enva’i türlüsünü tattık. Ey Gazzelim! Sevin Hüzün ile Sevinç Hayatımızda tebdil-i mekân etmektedir. Hani bir kural vardır; “Halin devamı muhaldir.” Yaşamımızdaki bu değişim onurlu direnişimizin sonucudur. Kullara kulluğa karşı çıkışımızın neticesidir. Ey Gazzelim! Sen tarihin akışını durdurdun. Tarihin genel geçer kuralını yıktın. Tarih tekerrür eder mi? Ben senden önce olmayacağına inanıyordum. Lakin seninle değerler anlayışım değişti. Ey Gazzelim! Sen benim için, ümmet için ayna oldun. Ümmetin saflarını ayrıştıran alâmet-i farika oldun. Ey Gazzelim! Utanıyorum. Senden, annenden, kardeşinden, ablandan, yetiminden… Ümmetin sessizliğini sana değil Rabbine arz ediyorum. Hamasi cümleler söyleyip efendilerini öfkelendirmekten çekinen, sözüm ona Reisleri, Rabbu’s semavati ve’l Ardiyn olan Rabbime havale ediyorum. Sözün özü Ey Gazzelim! Sen bana İbrahim’i, Yusuf’u, Eyyüb’ü, Muhammed’i hatırlattın. Sen bana Ebubekir’i, Ömer’i, Ali’yi, Hüseyn’i hatırlattın, Sen bana “Ashab-ı Uhdudu” hatırlattın. Eğer bir gün bana “Kur’an Tefsiri” yaz denilse Buruc Suresi’ndeki “Ashab’ı Uhdud”u Siyonistler olarak, Mü’minleri ise “Ehl’i Gazze” diye tefsir edeceğime söz veriyorum. Ey Gazzelim! Seninle korkumu yendim. Cesaretimi topladım.
Ey mel’un toplum sonunuz yakındır. İman kisvesi altında size sevgi besleyen, yerli meleklerinize(!) de söyleyin: “Zalimler için yaşasın Cehennem!”
|
|
Gönderen : tahsin
Tarih : 14 Temmuz
2014
Hit : 10451
|
|
|
|
İSMAİL |
Seviye
Yönetici
|
 |
![]() |
Toplam Puan: 115 |
Giriş Sayısı: 207 |
Konu: 279 |
Cevap: 99 |
Yorum
3927 gün önce
eklendi
|
|
|
|
Yüreğinize sağlık hocam. Allah razı olsun.
Cenab-ı Hakkın yeryüzüne koymuş olduğu tekvini kanunlar işlemeye devam etmektedir. Herşey döner, birisi gider birisi gelir deveran eder.
Gece gündüzün, yaz kışın birbirini takip etmesi, giden mahlukatın yerine yenilerinin gelmesi ve tekrar onlarında gitmesi, gençlerin ihtiyarlanıp terk-i diyar etmeleri ve yeni doğanların gelmesi, tertemiz gökyüzünü bir anda bulutların kaplayıp tekrar temizlenmesi ve nicesi...
Herşey rabbani kanunlar çerçevesinde birbirini takip etmekte iken insanlık ve Allah indinde son din İslamiyet bundan geri kalır mı? Yok yok asla ve kat'a. Gün gelecek İslamiyet en gür sada olacaktır.
Nasıl ki; doğum öncesi sancı çirkin, zahmet gibi gözükür ama neticesi bir nurdur, bir rahmettir. Aynen öyle de, alem-i islam doğum sancısındadır ve bu insanlık İslamiyet nurunu tekrar doğuracaktır....
---Bu konuyla ilgili Bediüzzaman'ın Şam'da vermiş olduğu hutbenin okunmasında fayda vardır.
http://www.sorularlarisale.com/index.php?s=modules/kulliyat&risale=1592&sayfa=486
(Bu Hutbe-i Şâmiye eseri, Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin otuz beş yaşında iken, Şam’da, Şam ulemasının ısrarı üzerine Câmi-i Emevîde irad ettiği bir hutbedir. Çok büyük bir ehemmiyeti haiz olması hasebiyle, o zaman Şam’da bir hafta içinde iki defa tab edilmiştir. Bilâhare müellif Bediüzzaman Said Nursî tarafından tercümesi neşredilmiştir.)
*****“Evet, ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslâmın sadası olacaktır!” (Risale-i Nur Külliyatı)***** |
|
|
|
|
|
|
YORUM YAZMAK İÇİN ÜYE SEVİYENİZ YETERSİZ
|